T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
AYDIN / DİDİM - Didim Selçuk Özsoy Ortaokulu

Deyimlerimiz: Ateş Pahası

Deyimlerimizden: Ateş Pahası!

            Vaktiyle Osmanlı hükümdarlarından biri maiyetiyle avlanmaya çıkmış. Bir ceylanın peşinden koşarken vakit birhayli ilerlemiş ve gün batmaya yüz tuttmuş. Bu sırada gök kararmış, ortalığı şiddetli bir rüzgar ve ardında da savruntulu bir yağmur bastırmış. Hünkar ve adamları en yakın kulübeye kendilerini zor atmışlar. Meğer sığındıkları kulübe odunculuk yapan bir garibe aitmiş. Adamcağız onları içeri almış. Sultan her ne kadar adamı tedirgin etmemek için kim olduklarını söylememiş ise de oduncu durmu kavramış ve ocağa büyük odunlar atıp kulübeyi iyice ısıtmış. Dışarıda hem ıslanıp hem üşüyen padişah ve adamları bu durumdan pek memnun kalmışlar ve geceyi orada rahatça geçirmişler. Hatta bir ara hünkar,

            “Doğrusu şu ateş 1000 altın eder” diye söylenmiş. Ertesi gün yola çıkacakları vakit padişah oduncuya sormuş: “Efendi! Bizi ihya ettin, harlı ateşin sayesinde geceyi pek rahat geçirdik. Söyle bakalım borcumuz ne kadar?”

            Oduncu fırsatı değerlendirmenin zamanıdır deyip rayici yüksek tutmuş: “1000 altın beyzadem!”

            Vekilharç hemen atılmış: “Ne masraf ettin ki 1000 altın istersin bre densiz?” “Sabaha kadar ateşi aynı kıvamda tuttum. Böyle dağ başında bu ateş az bulunur.” “Ama ateş bu denli pahalı mıdır?” O sırada padişah vekilharcına dönüp, “Ağa, demiş, ateş iyiydi, şimdi pahasını verin!”

            “Oduncunun bu tavrı halk arasında yaygınlaşınca, değerinin üstünde fiyat biçilen şeyler hakkında “ateş pahası” denilmeye başlamış ve giderek deyimleşmiş. Umulana göre çok pahalı bulunan fiyatlar hakkında bugün dahi “ateş pahası” denilir.

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 04.03.2018 - Güncelleme: 28.04.2023 12:31 - Görüntülenme: 333
  Beğen | 2  kişi beğendi